Brand Map – Harun Emre KARADAĞ http://reklamarkasi.com/blog-hemre Harun Emre KARADAĞ Mon, 29 Jun 2020 16:22:49 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.4.2 https://blog.harunemre.com/wp-content/uploads/2020/06/logo25-02-150x131.png Brand Map – Harun Emre KARADAĞ http://reklamarkasi.com/blog-hemre 32 32 AR’SIZ OLMA, AR İLE GÜÇLÜ MARKA OL! 2020/05/26/arsiz-olma-ar-ile-guclu-marka-ol/ Tue, 26 May 2020 17:52:00 +0000 ?p=622

TEKNOLOJİ NİN PAZARLAMA DÜNYASINA İNTERAKTİF HEDİYESİ: AR VE AR İLE AKILLI DÜNYADA YAŞAM!

Gelecek geldi!

Dev bir teknolojik dalganın içindeyiz. Her alanı etkisine alan bu dalga pazarlama dünyasını çok hızlı ve derinden etkiliyor. Teknolojinin pazarlamaya etkisiyle de eski tip pazarlama iletişim araçları yerini “görmekten ziyade yaşayarak öğrenme” imkânı veren araçlara bırakıyor. Artık pazarlama iletişim araçlarının baş rol oyuncusu teknoloji oluyor. Hanzade Doğan Boyner’in deyimiyle “Bildiğiniz pazarlama artık bildiğiniz gibi değil”.

Son dönemlerde pazarlama ve reklam kampanyaları teknolojiyle birleşip yeniden şekilleniyor. Zira yüzlerce farklı mecra içinden hedef kitleye en uygun mecraların seçilmesi ve verilecek mesajların doğru kanallardan iletilmesi pazarlama stratejisinin başarısı açısından hayati önem taşıyor. Pazarlama ve reklam yöneticileri hedef kitlelerine herkes gibi konuşup farklı şekilde ulaşmak, marka hikayelerini anlatmak için en doğru kanalları kullanmak zorundalar. Bu durum, beraberinde teknolojiyle de birlikte farklı iletişim kanallarını ortaya çıkarıyor. Teknoloji ile reklam kampanya mecraları da değişmeye başlıyor. Bu yeni trendlerden, etkili pazarlama iletişim araçlarından biri de “artırılmış gerçeklik” diyebiliriz. Bu noktada, artırılmış gerçekliğe “teknoloji’nin pazarlama dünyasına interaktif bir hediyesi” dersek isabet olur.

“Artırılmış Çağ’a” Hoş geldiniz!

Birkaç yıldır farklı sahalarda karşımıza çıkan artırılmış gerçeklik (Augmented Reality) çalışmalarının, artık pazarlama sektörünün de en etkili araçlarından biri olduğunu görüyoruz. Firmalar, ürünlerini daha interaktif bir şekilde pazarlamak için AR teknolojisini kullanıyor. Artırılmış gerçeklik teknolojisi ‘oradaymış hissi’ oluşturuyor. Beş duyumuza (görme, işitme, tatma, koku, dokunma) etkin şekilde hitap ediyor. Artırılmış gerçeklik uygulamaları markaların ürün ya da hizmetlerini fiziksel ve duygusal olarak daha gerçekçi, etkileyici hale getirip, tüketiciye farklı deneyimler yaşatıyor. Artırılmış gerçeklik (AR) ses, video, grafik veya GPS gibi verilerin kullanılması suretiyle fiziksel ve gerçek dünyayı birleştiriyor. Markalara farklı olma, akılda kalıcı olma, rakiplere fark atabilme açısından avantaj sağlıyor.

Artırılmış Gerçeklik Kullanım Alanları Nerelerdir?

Artırılmış Markalar, Artırılmış Değerler, Artırılmış Kampanyalar

Amerika’da, Avrupa’da yaygın bir pazarlama iletişimi stratejisi olarak kullanılan artırılmış gerçeklik, ülkemizde de kullanılmaya başlandı:

AVM’lerde, parklarda, mağazalarda müşterilerin ilgisini çekiyor. Orlando’daki tematik parkta insanlara “artırılmış gerçeklik” ile unutamayacakları bir gün yaşatılıyor. BMW, Boeing, Volkswagen gibi markalar tamir, montaj, imalat gibi aşamalarda artırılmış gerçeklikten yararlanıyor. Dizayn aşamasında IKEA insanlara, mobilyaların evlerinde nasıl duracağını, taşıma sıkıntısı olmadan bu teknolojiyle gösteriyor.  Kıyafet denerken; tüketicilerin evlerinde ya da mağazalarda ürün denemeleri konusunda mağazaya gitmeden ürünü denemelerine ve satın almalarına imkân tanıyor. Pizza Hut’ın AR paket servis hizmeti de akıllarda yer ediyor. Emlak firmaları AR ile merak ettiğiniz bir evin camına asılacak olan ilandan, evin tanıtıcı videosunu sizlere izletiyor. Aynı şekilde AR ile kitap, gazete ve dergi başta olmak üzere basılı olan yayınlarda, materyallerde yer alan resimlerin üzerine akıllı telefonunuzu tutunca; video veya 3 boyutlu bir içerik karşınıza çıkıyor. İrlanda’da yayınlanan Dublin Gazetesi hem haberlerini hem de reklamlarını artırılmış gerçeklik uygulamasıyla etkileşimli halde sunuyor. Cihaz kurulumu ve tamir işiniz için servis çağırmanıza gerek kalmıyor. İmdadınıza yine AR yetişiyor. Coca Cola, Çin’de “Sleek Can” kampanyası ile 23 farklı kutu tasarımı hazırladı; kutularının üzerinde Çin’in birbirinden özgün silüetleri ve simgeleri artırılmış gerçeklik ile canlanıyor, Çin’de yolculuğu çıkartıyor. Yine Coca Cola AR deneyimleyenleri FIFA 2018 Dünya Kupası’nda Xherdan Shaqiri’yle sanal olarak yan yana getirerek futbol topuyla çeşitli hareketler yapabildiği bir artırılmış gerçeklik deneyimi hazırladı. AR ile sanat ve müzelerde artırılmış gerçeklik teknolojisi ile gezmek daha keyifli oluyor; yakında “Zeki Müren de bizi görecek!”. Sakıp Sabancı müzesi de AR ile interaktif gezilebilir. Oyunlarda da AR kullanıyor. Örnek; Pokemon Go. Sony ve Microsoft gibi firmalar oyunların daha etkileşimli olması için artırılmış gerçeklik teknolojisini kullanıyor. AR ilk olarak savunma sanayisinde savaş uçağı pilotlarının kokpitte karşılarındaki ekranlarda ve piyadelerin kullandığı kasklarla bütünleştirilmiş olan gözlüklerle kullanıldı, hala kullanılıyor. Mimari alanda, inşaat sektöründe de AR teknolojisi ile projeleri deneyimleyebiliyoruz. Yeni navigasyonunuz artık AR: “Hiç bilmediğiniz bir ülkede geziyorsunuz ve karşınıza tarihi bir bina çıktı!” bu yerlerin geçmişini öğrenmek istiyorsanız artırılmış gerçeklik teknolojisi ile her şeyini öğrenebiliyorsunuz. Kamu hizmetlerinde de artırılmış gerçeklik kullanılıyor. Meclis dergisi, Gençlik Bakanlığı, TRT Çocuk dergisi, Bakırköy Belediyesi deprem gibi afetler için, Mardin Büyükşehir Belediyesi yerli bir yazılım olan Mardin Ar uygulamasıyla turizm destinasyon aracı olarak şehrin kültürü, tarihi ve gelenekleri hakkında üç boyutlu görsellerle, videolarla bilgi veriyor. Fatih Belediyesi önemli mekânları, tarihsel miras yapıları AR ile öğretiyor. Eğitimde astronomi, coğrafya, kimya, fizik, geometri, biyoloji, İngilizce eğitimi, muhasebe eğitimi vb. alanlarda öğrenime destek oluyor. Öğrencilerin hayal gücünün ve yaratıcılıklarının gelişmesine destek oluyor, öğrencilerin ilgilerini çekiyor, öğrenmelerini ve derse katılımlarını artırıyor ve onları motive ediyor. AR ile iç organlarımızı 3 boyutlu olarak görebiliyoruz, dünyanın öbür tarafındaki bir sınıfta ders dinleyebiliyoruz, uzayda seyahat edebiliyoruz. TRT Çocuk’ta yeni başlayacak olan matematiğin günlük yaşamda nasıl kullanıldığını anlatan Pırıl çizgi filminin tanıtımında AR‘nin kullanıldığını görüyoruz. Ayrıca davetiyelerde, kartvizitlerde, yüz, vücut tanıma, sanal ayna uygulamalarında artırılmış gerçeklik kullanımını görüyoruz. Örnekleri artırabiliriz. Ayrıca Apple, Samsung, Google AR’de yerlerini aldılar.

AR’sız Olma! Markalarınıza AR İle Değer ve Güç Katın!

AR müşterilerle daha güçlü iletişim kurmaya, marka farkındalıklarını artırmaya uzun soluklu bir müşteri-marka bir ilişkisi kurdurmaya vesile oluyor. Artırılmış gerçekliğe “müşterilerle yeni bir iletişim kurma metodu” da diyebiliriz.

Artırılmış gerçeklik tüketici dünyasındaki önemini her geçen gün arttırıyor.  AR yatırımlarının 2022 yılına kadar 117,4 milyar dolara ulaşması bekleniyor ve pazarlamanın önemli bir bileşeni haline geliyor.

Elini çabuk tutan, kendi AR uygulamalarını geliştiren ve reklamlarını yayınlamaya başlayan, kampanyalar düzenleyen firmalar, sosyal medyada da fazlası ile konuşulduklarından etkisi diğer reklamlardan çok daha fazla oluyor. Mobil ve sosyal medya ilişkisi gün geçtikçe güçlenirken, bu tarz uygulamalar tüketici tercihlerini etkiliyor.

Artırılmış Gerçeklik ile gelecek çok farklı olacak ve ilginç bir dünya bizi bekliyor. Marka ülke, marka kent, marka üniversite, marka eğitim ve güçlü marka olmak, marka imajı ve farkındalığı oluşturmak için AR’de yerimizi almalıyız.

Artırılmış markalar, artırılmış marka farkındalığı ve artırılmış marka imajı, artırılmış kampanyalar: ARsız olmayın, güçlü marka olun! ARsız kalmayın.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]]]> “Yüzün Mü Olsun, Maskotun Mu?” 2020/05/19/yuzun-mu-olsun-maskotun-mu/ Tue, 19 May 2020 17:55:00 +0000 ?p=626


Markaların potansiyel keşfetme, müşterileriyle güçlü marka iletişimi kurma ve onların beyinlerinde yer etme maceraları devam ediyor.


Markalar müşterilerin ilgisini çekmek zorundalar. Bir taraftan iletişim ve pazarlama hızlanırken diğer taraftan müşterilerin beğeni eşiği oldukça yükselmektedir. Bunun için de pazarlama iletişim stratejiniz çok önemli hale geliyor. Reklam ve pazarlama stratejiniz ne kadar hedef kitlenin duygularına seslenirse, ne kadar ilgi çekici ve özgünse o kadar akılda kalıyor, markanızın hatırlanırlığı artıyor. Hatta reklamınızın hedef kitleye ulaşması bazen yeterli olmayabiliyor. Marka farkındalığınızın ve marka imajınızın etkili olması gerekiyor. Bunun için de pazarlama ve reklam profesyonelleri tüketicilerin beklentilerine ve rakiplere cevap vermek durumdalar. Bunun içinde pazarlama ve reklam profesyonelleri ünlü ve maskot kullanımlarıyla markalarını güçlendirmeye çalışıyorlar. Peki markalar için ünlü kullanmak mı yoksa maskot kullanmak mı daha doğru?  Zira ünlünüz veya maskotunuz sadece marka farkındalığı, marka hatırlanırlığı oluşturmak için yeterli mi? Satın alma eğilimine etki yapıyor mu? Markanızın görsel kimliğine, marka kişiliğine uygun mu? Hedef kitlenize uygun mu? Marka hikayenizi tam anlatıyor mu?


Reklam kampanyalarında bir tarafta marka farkındalıklarını; satışlarını film yıldızları, sanatçılarla artırmaya çalışan markalar, diğer bir tarafta; maskotlarla Arçelik’in Çelik’i, Yapı Kredi’nin Vada’sı, Garanti Bankası’nın Ugi’si, Türk Hava Yolları’nın Wingo’su, Turkcell’in Emocan’ları ve maskot dünyasına yeni katılan İş bankası’nın Maxi marka ve reklam karakterleri; hangisini tercih etmek gerekir?

[/vc_column_text]

Tüm bu akıldaki sorular için ister ünlülerle ister maskotlarla markalarının farkındalığını artırmaya çalışan şu hususlara dikkat etmek yararlı olacaktır.

Öncelikle tercihte bulurken marka stratejinize, hedef kitlenize göre bu değişiklik gösterecektir.

Reklamlarınızda ünlü kullanacaksanız birinci olarak reklamını yapacağınız ne ise bunun ünlünün kişiliği ile uyumlu olmasıdır, ünlü kişi film, dizi yıldızıysa rol aldığı karakterden yararlanılabilir.  İkinci olarak her ne kadar ünlü kullanmanın potansiyel faydaları önemli olsa da maliyeti ve riskleri de önem taşır. Reklamını yapacağınız ürün veya hizmet reklamda kullanacağız ünlünün olumlu olumsuz yanlarıyla markanızı etkileyecektir. Örneğin; Yapı kredi, sanatçı Sıla Gençoğlu’nu darp iddialarının ardından reklam yüzü olarak kullandığı Ahmet Kural ile çalışmayacağını duyurmuştur. Bir başka önemli nokta ise reklamı yapılan ürün veya hizmetin ünlünün geri planında kalmasıdır. Ünlü kullanımında birden fazla markanın reklamında ünlü kişinin kullanılması da marka hatırlanırlığı açısından markaya sıkıntı oluşturabilecektir.

Reklamlarda maskot kullanımına gelince; maskot markanın hikâyesini anlatan bir nevi “marka elçisi”dir.  Tüketicilerle duygusal bir bağ kurarak hatırlanması sağlanır. Maskotlar ürün veya hizmetlere hem de dikkat çekerler hem çekici hale getirirler. Maskotlar markalarınıza bir karakter, kimlik kazandırırlar. Bu da beraberinde müşterilerin hafızasında yer eder. Maskotlar birer hediyelik ürüne dönüşe bilirler. Fuarlarda, festivallerde, etkinliklerde, promosyonlarla, hediyelerle müşterilerin evine girerler.

Ünlü ve maskot kullanımı kıyaslarsak; maskotlar ünlü kullanımına göre düşük maliyetlidir. Kısa süreli ilgi çekmek için marka yüzleri güçlü etki oluştururken, uzun süreli müşteri ilişkilerinde maskotlar daha güçlü etki yapmaktadır. Maskotlarla marka hikayenizi anlatmak zaman alacaktır.  Ama o bağ kurulduktan sonra maskot sayesinde markanın hatırlanırlığı da bir o kadar uzun süreli olur. Maskotlar duygularımıza seslenen marka müşteri arasındaki sevimli köprülerdir. Müşterilerin zihninde uzun soluklu bir etki yaratabilir. Verimlilik ve etkinlik açısından ünlü kullanımına oranla maskotlar daha tercih edilebilir. Reklam ve pazarlama yöneticileri için marka hikayelerinin maskotlar ile anlatılması çok daha kolaydır. Yapılan araştırmalarda görmekteyiz ki maskot reklam yüzünden daha etkilidir. Ülkemizde de kullanımı her geçen gün artarak çoğalan maskotlar, tüketicilerin algılarında önemli etkiye sahiptirler.

Reklamlarda ünlü ve maskot kullanımı markaların rekabet etmeleri açısından önemli bir pazarlama stratejisidir. Markaların akılda kalmasını, markaya olan bakış açısını ve tüketicinin satın alma niyetini olumlu yönde etkileyerek satışları arttırmasını sağlarlar. 

Özetin özeti; marka iletişimi taktiksel açıdan ünlü kullanımı, strateji açısından maskot kullanımı marka farkındalığı, marka imajı açısından yararlı olacaktır. Tabii hedef kitlenize ve marka hikayenize göre hangisini kullanmak istiyorsanız karar sizin…

[/vc_column][/vc_row]]]>
Müşterim Veri Nimetimdir! 2020/05/12/musterim-veri-nimetimdir/ Tue, 12 May 2020 18:58:00 +0000 ?p=628

“Müşteri memnuniyeti nasıl sağlanır?”

Müşterim veli nimetimdir, müşterim veri nimetimdir!

Müşteriyi elde tutmanın zorlaştığı zamanlardayız.

Müşteriniz ne ister? Müşterinize nasıl bir fayda, değer sağlıyorsunuz? Biliyor musunuz?

Belki de artık meseleye “müşterinizin” gözüyle bakmanın zamanı gelmiştir; hatta geçiyordur.

Şirketlerin öncelikleri; müşteri bulmak, müşteriyi elde tutmak, şirketin büyümesi ve kar sağlamaktır. Bunun yolu da hedef kitle müşterilerinizi çok iyi dinlemekten, onların ihtiyaçları iyi tespit etmekten, dertlerine çözüm bulmaktan, fayda ve değer oluşturmaktan geçmektedir. Böylece müşterilerinizin hayatları kolaylaşır, renklenir, motivasyonu artar ve markanızın sadık müşterileri olurlar.

Başka önemli bir nokta rekabet üstünlüğü için farklılaşma şarttır. Rekabetin artmasıyla beraber tüketici tercihleri de etkilenmektedir. Özelikle işletmeler “ürün çeşitliliği, satış yerleri, fiyatlar, kampanyalar, teşhirler, satış sonrası hizmetler ve satış yöneticileri” vb. yoğunlaşarak inovasyonlar yapmaktadırlar.

Müşteri ve pazarlama ilişkisine baktığımızda da pazarlama, müşteri için insanların hangi ihtiyaçlarını çözdüğü üzerine çalışan, insanlarına fayda ve değer sağlayan, firma için ise “müşteri sadakati” oluşturmanın yolunu gösteren bir disiplindir, bilimdir. Bu hususu müşteri açısından ele almakta fayda olacağını görmekteyiz.

Sahiden “müşterim ne ister?”

Basit görünen zor bir soruyla karşı karşıyayız.  “Müşterilere sorulduğunda “daha…” ile başlayan cümleler kurarlar: “daha hızlı”, “daha konforlu”, “daha büyük”, “daha doğal”, daha, daha, daha… Henry Ford bunu şu şekilde aktarıyor; “Eğer müşterilerin ne istediğini sorsaydım, bana, daha hızlı bir at isterlerdi?” Odaklanılması gereken nokta “müşterilerin ne istediği değil” “neye ihtiyaç duyduğu(common pain)”  olmalıdır.

Chris Guillebeau “müşterim ne ister” sorusuna şöyle cevap vermektedir:

* Daha çok yakınlık, daha az stres;

* Daha ucuz fiyat, daha az sorun;

* Daha çok saygı görmek, satıcı ile daha az münakaşa etmek;

* Daha kısa sürede alışveriş yapmak, daha az belirsizlikle karşılaşmak.

Aslında şirketler içinde bu geçerlidir. Tüketicinin ve işletmenin memnun olduğu, çıkarların örtüştüğü prensiplerdir.

Müştenize, “ihtiyaç” olarak kabul edecekleri hiç akıllarına gelmemiş ürünler/hizmetler sunmalısınız. Steve Jobs “İnsanlar ne istediklerini bilmezler ta ki siz onlara gösterene kadar.”der.  Bunun yolu da müşterinizi iyi tanımak, onların beğenilerini, ihtiyaçlarını anlayabilmektir. Ona göre fayda ve değer katmaktır. Şirketler müşterilerinin fark etmediği ürünlerle/hizmetlerle rakiplerinin önüne geçerler.  Aslında şirketler hedef kitlerini ikna edecek müşterilerinin ihtiyaç, değer haritalarını çıkartırlar, değer pazarlaması yaparlar.

Harward Üniversitesi’nden Christensen; insanların ihtiyaçlarının ne kadar farklılıklar gösterdiğini anlatmak için milk-shake örneğini verir.  Bir restoranın en sevilen tarife göre milk-shake yapması ve müşterilerini memnun etmesi aslında pek de zor değildir. Fakat en iyi tarife göre milk-shake yapmak, her zaman insanların gerçekten ihtiyaç duydukları milk-shake olmayabilir. İnsanlar tükettikleri ortamlara göre bir milk-shake’ten farklı beklentileri olabilir. Çünkü ortama göre ihtiyaçları farklılaşır. Christensen yaptığı bir araştırmada, insanların otoyol üzerindeki bir restorandan satın aldıkları milk-shake’in çok kıvamlı olmasını istediklerini gözlemlemiştir. Çünkü ihtiyaçları, soğuk sütlü bir içecekten çok uzun yolda çabuk bitmeyecek, onları oyalayacak bir içecektir.

“Müşterim ne ister? sorusunda ve rekabet avantajı sağlamada önemli noktalardan biri de veri (davranışsal veri, demografik veri, tutumsal veri) toplama, veri analizi, veri değerlendirilmesi ve müşteriye ihtiyacı doğrultusunda ikna edip değer katmaktır. İşletmelerin, sürdürülebilirliği ve karlılığı müşterilerinin ihtiyaç, beklenti, isteklerini içeren geçmiş ve güncel bilgilerini toplamaları, analiz etmeleri, doğru adımlar atmalarıyla ile mümkündür.

Şirketler için diğer bir hususta “Daha fazla müşterimize nasıl verebiliriz?” prensibidir. Jack Welch “Müşterilerinizi elde tutmanın en iyi yolu, onlara daha az karşılığında daha çoğu nasıl vereceğinizi sürekli olarak araştırmaktır.” der. Bunun yolu da titiz bir şekilde veri toplama-analizi-sentezi yaparak “müşteri kişiselleştirmesi” yapmaktan geçmektedir. Titiz bir şekilde veri toplayıp analiz etmeli ve sonuçları ölçülür hale getirmeliyiz. Şirketler, müşterimin hangi sıkıntısı var, bu derdini nasıl çözeceğim? Müşterime faydası ne olacak? Müşterime unutamayacağı, sadık müşterim yapacak nasıl bir deneyim sunmalıyım?  Müşterim hangi ürün/hizmetleri beğenir? Müşterim neleri hazzetmez? Müşterimi sadık müşteri yapacak karlı iş modelim ne olmalı, bu modeli nasıl kurmalıyım? Müşterim için hangi inovasyonları yapmalıyım? Müşterim hangi satış kanallardan alışveriş yapıyor? İnternet sitelerinde en çok hangi sayfalarda geziniyorlar? İnternetten veya doğrudan yaptıkları alışverişlerde sepetlerine hangi ürünü eklediler? Müşterimin yaş aralığı nedir? Müşterim evli mi, bekar mı? Müşterim kiracı mı, ev sahibi mi? Sorularının cevapları markaların işlerini kolaylaştıracaktır. Zira kişiselleştirme müşteri etkileşimini arttırır, özel fırsatlar sunulduğu için müşteriye değerli hissettirir, rakipleri karşısında rekabetçi avantajlar sağlar. Unutulmamalıdır ki; müşteriler kendilerine değer verilen bir markadan alışveriş yaparlar. Bu sorularla şirketler hedef kitlelerinin markalardan beklentilerini öğrenirler, tüketici tercihlerini, algı ve merakları bilerek ona göre pazarlama stratejilerini taktiklerini belirlerler.

Özetle;

Müşterilerin tercih edebileceği işine yarayacak, işini kolaylaştıracak, aklına getirebileceğiniz ürün çeşitliliği olmalıdır. Ürün/hizmetimizin müşterimize ne fayda sağlayacağı içeren tanıtım bilgilendirmesi ‘müşteri kişiselleştirmesi” yapılmalıdır.

Müşteriniz kolay ulaşabilmelidir. Faaliyet yerinize doğru karar vermelisiniz. Örneğin; İnternetten alışveriş yapıyorsanız satın alınan ürünün başına bir şey gelmeden hızlı teslim edilebilmesi, herhangi bir sorunla karşılaşıldığında muhatap ve hızlı çözüm bulunması istenmektedir. Park sorunun yaşanmayacak yer tercih edilmelidir.

Müşterinize hedef kitlenize göre en uygun fiyatı sunmalısınız.

Müşterilerinizin kampanyaları, indirimleri, promosyonları sevdiğini unutmamasınız.

Müşteriniz keyifli bir alışveriş yapması için teşhire (temizlik, tertip düzen, dikkat çekici olması, merak uyandırması, etiketin rahat okunması, mağazada çalan müzik, ışıklar, koku) önem vermelisiniz. Bu beraberinde ek ürünler alma ihtimali de artıracaktır.

Ürün/hizmet satış sonrası (taşınması, garanti işlemleri, kurulum ve montaj hizmetleri, kullanım sonrası memnuniyeti) müşteriyi değerli hissettirir, müşteri sadakati oluşturur.

Ürün ve hizmetler kişiye özel tasarımlar etkilidir. Bunun içinde veri analitiğine önem verilmelidir. 

Müşteri, kendisiyle yakın, faydalı ve güvene dayalı bir ilişkinin kurulmasını, yürütülmesini bekler. Bu da ürün/hizmete müşteri tatmini ve müşteri sadakatini beraberinde getirir. Müşteri ile şirket arasında kârlı ve güvene dayalı uzun süreli bir ilişkinin yolu “müşteri odaklılık, içten, net iletişim, inovasyon, mütevazı ve çalışkan olmak, takım çalışması ve veri ile karar vermek gerekmekten geçer.

Kısacası “Müşterimin ihtiyacı, sorunu, derdi, beğenisi ne? Ben bunlara nasıl bir çözüm sunuyorum. Ürünlerimin/hizmetimin müşterime faydası ne? Müşterime ne değer katıyorum? sorularını kendisine pusula yapan şirketler her zaman kazanırlar.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]]]> İlk Görüşte Marka Hikayene Çarpıldım, Sırrı Nedir! 2020/05/08/ilk-goruste-marka-hikayene-carpildim-sirri-nedir/ Fri, 08 May 2020 16:43:00 +0000 ?p=1439 İlk görüşte çarpılıyoruz, vazgeçemiyoruz!
Tolstoy neden ölümsüzdür? Çanakkale Destanı ya da 23 Nisan Ulusal Egemenlik bayramı neden hâlâ konuşuluyor? Çukur, Arka Sokaklar, Mucize Doktor, Diriliş Ertuğrul dizilerini neden soluksuz izliyoruz, izledik? Ya aklımıza zihnimize kazınmış reklam repliklerine ne dersiniz?

Çok fena kaptırıyoruz!

Rekabetin arttığı teknolojinin hayatımızın odağında olduğu şu günlerde markaları büyütecek olan strateji, taktik ne olabilir? Neden bazı markalar rakiplerine göre daha güçlü bir marka deneyimi ve marka sadakati oluştururlar? Marka farkındalığını, marka imajını nasıl daha etkili kılınmalıki satışlarımıza olumlu yansısın? Hedef kitlemizi nasıl ikna edebiliriz? Vb. soruların cevaplarını bulduğumuzda marka dünyasının gizemlerini araladık demektir.

Tüm bu soruların cevabı ortak: İnsanlar bazı anları, zamanları ve reklamları asla unutmazlar. Bunun sırrı hikayeyeleme/storytelling‘dir. Dijital Dünya’da marka ve hikaye oluşturma stratejileri ne olabilir? Bu sırra bir yolculuk yapalım.

Hikayelere çarpılıyoruz, çok fena kaptırıyoruz!

Marka yöneticilerinin tüketicilerle uzun soluklu duygusal bir bağ kurup müşteri sadakati oluşturmak, daha fazla büyümek ve daha fazla gelir elde etmek için ürün ve hizmetlerin anlatımında duygulara hitap edecek hikâyelere ihtiyaçları vardır. Reklam dünyasının önemli isimlerinden Bernbach “Bir ürünle ilgili doğru şeyler söylersiniz, kimse sizi dinlemez. Bunu öyle bir ifade etmelisiniz ki insanlar içlerinde hissetsin. Çünkü hissetmezlerse hiçbir sonuç alamazsınız…” der. Bu noktadan hareketle İnsanlara yüreklerine dokunmanın, zihinlerinde yer etmenin hatta markanızı büyütmenin, hedef kitlenizi ikna etmenin en etkili yollarından biri hikâyeleştirme yöntemi / storytelling’dir.
Hikâye Anlatmak, ikna etmenin, akılda kalmanın ve anlam yaratmanın en iyi yoludur. Hikâyeler, insanlarla ve nesnelerle duygusal bağ kurmamızı sağlar. Duygusal bağlar kararlarımızı, verdiğimiz kararlar hayatımızı etkiler. İster bir ürün pazarlayın, ister projenizi veya fikrinizi satmaya çalışın, isterseniz aşık olduğunuz kişiye kendinizi tanıtın… Her zaman iyi bir hikâyeye ihtiyacınız vardır. Çünkü, Muriel Rukeyser’in dediği gibi, “Evren atomlardan değil, hikayelerden oluşur.”
Hedef kitleniz hikâyelerinizden etkilenirler, hikayelerle motive olurlar ve satın alma davranışlarına hikâyelerinizle ikna edilirler. duygularına dokunan bir hikayeden etkilenmeyecek insan yoktur. Çünkü;insanlar kendilerini hikayelerde bulurlar. hikayeler acılarını, sevinçlerini, hüzünlerini değerlerini, umutlarını anlatır, yüzleştirir, öğretir, yol gösterir, müthiş bir etkileme gücüne sahiptir. Robert McKee “Zihnimizin dili öykü dilidir. ” der. İnsanlar onlara ürün/hizmetlerinizle ilgili verdiğiniz bilgiden ziyade onlara nasıl hissettirdiğinize yani hikâyenize bakarlar. Hikâyenizi dinlerler, kendi yaşamlarıyla bağ kurabilirlerse o ürün/hizmetinizi tercih ederler. Hikâyeler zihinde yer etmenin en iyi yoludur.

Markanızın hedef kitlenizin hayatına dokunan unutulmaz marka deneyimi yaşatan güçlü bir marka hikayesi olmalıdır. örneğin; Nike kararlılığın, UPS verimliliğin, Coca-Cola mutluluğun, Honda güvenliğin, Harley-Davidson özgürlüğün, BMW gücün, Apple tasarımın, Dior zarafetin, Lego düş gücünün, Estee Lauder güzelliğin, Volvo güvenlik vb. hikayesini anlatır, birer hikaye satarlar. İyi bir hikaye beraberinde başka markayı tercih etme olasılığını da azaltır.

Dünya da ve Türkiye tutacak hikayeler neledir?

Markalar hikayelerle insanların ihtiyaçlarına çözüm önerisinde bulunurlar, fayda sağlarlar, değer katarlar. İnsanları etkileyen hikâyelere baktığımızda; bilim kurgu, polisiye, tarih, vatan sevgisi, millet meseleleri, kadın erkek ilişkileri, kardeşler arası mevzuları görürüyoruz. Yine dikkatimizi çeken aşk hikayeleri her dönem tercih edilmiştir. duygusal bir toplum olduğumuz için markalar pazarlama iletişiminde dikkate almaktadır. Özelllikel reklam baktığımızda belli kahramanlar ortaya çıakrtılıyor ve markanın hiakyesi kahramanın etrafında dönüyor. Garanti’nin “Sucu Çocuk” ve “TitizTaksici” reklamları hâlâ belleklerimizde. Turkcell’ in köylü çocukları ve Kardelenler reklamları ile Vodafone’ un Beyazıt Öztürk ile hazırladığı reklamlar telekom sektöründeki hikâyeleştirmelere örnektir. Volkswagen, “Kalpten Kalbe Gidebilen TekOtomobil” serisinde duygusallığıyla iz bırakmıştır. ACE’nin Ayşe Teyze’nin uyarıları hafızamıza kazınmıştır. Pınar Süt,Pınarla büyüyen kızın hayatını çocukluktan alıp anneliğe getirirken, THY kimi zaman Kobi ile Messi’ nin kapışmalarını, Lego’su etkiyeci hikayelerden örnekelerdir.

Markalar için hikayeleme her geçen gün daha büyük önem taşıyor. Zira içeriklerinizle hedef kitleyi etkileyebilirsiniz, sosyal medya da etkileşim kurabilirsiniz, sesinizi en samimi şekilde duyurabilirsiniz.
Marka sadakati oluşturacak hikâyeler ilham verir, merak uyandırır, etkileşime teşvik ederler, zihninize yer edinirler. Bu bilgiler çerçevesinde şu soruların cevabını bulmak işimize yarayacaktır: Sizin şirketinizin marka hikayesi nedir? Tüketicilerde hangi deneyimleri yaşatıyorsunuz? Hedef kitlenize nasıl bir içerik pazarlama deneyimi sunmanız, yaşatmanız gerekir?

Markalar için hikâye anlatımının sırlarını, püf noktalarını keşfederek markanızın büyümesine önemli katkı sağlayabilirsiniz. Chris Brogan’un şu sözü yol gösterici nitelikltedir: “Önemli olan, anlattığınız hikaye ne olursa olsun, tüketicinizi kahraman yapmaktır.” Potansiyel müşterinizi etkiyici bir hikâye için ilk yapmanız gereken hedef kitle müşterilerinize odaklanın. Müşterilerinizin ihtiyaçları ile ilgili kısa ilginç hikâyeler oluşturun. Sonra müşterinizin zihninde yer etme onlarla duygusal bir bağ kurmak için zihinlerinde görselleştirecek resimler oluşturun. Hikâyenizi kimi zaman eğlenceli – mizah kullanın- kimi zaman duygusal hale getirmeyi unutmayın.

Marka hikayenize çarpıldım, ne yapayım!
Sizin Markanızın Hikayesi Ne/ Ne olmalı?

]]>
NE OLURSAN OL, BANA TRANS MEDYA İLE GEL! 2020/05/01/ne-olursan-ol-bana-trans-medya-ile-gel/ Fri, 01 May 2020 18:45:00 +0000 ?p=1441 Takip edenler hatırlayacaktır; ilk önce içerik pazarlaması dedik sonra hikayede mola verdik. Şimdiki durağımız üzerinde durulması gereken, marka profesyonellerin işine yarayacağını düşündüğümüz hikayeme hususunda ki konu transmedya hikayeleme anlatımıdır.

TV, radyo, oyunlar, romanlar, sosyal medya mecralarında bir hikayenin anlatılabileceği her bir medyanın bağımsız bir hikaye deneyimi yaşatmasına, marka ile etkileşim halinde olmasının adı transmedya hikayelemesidir.

Markalarınız için transmedya hikaye anlatımı harika bir aspirin olabilir. Transmedya hikayelemesiyle müşterileriniz kendini hikayenin içinde bulabilir, hikayenize sahiplenebilir.

Konu ile ilgili araştırma ve okumalarımızda karşılaştığımız bazı örnekler şunlardır. Dünyadan; Star Wars, Iron Man, Batman, Game of Thrones, Lost, The Hunger Games, Star Trek, Spider Man, Matrix, Heroes, Southland Tales. Türkiye’den ise; Galaxy Note 3-Galaxy Gear, Turkcell-Kardelenler, Coco Star-Yaman Gezgin, Orhan Pamuk Masumiyet Müzesi, Miller-Ritmi Koru, Doritos Akademi, Medcezir-Eylül’ün Log Notları.

Örneklerimizden bazılarını biraz daha ayrıntılandırırsak;
Matrix üç aksiyon filmi, kısa bir animasyon dizisi, iki çizgi roman serisi ve birkaç video oyunu önemli parçaları aktararak bütünü oluşturmuştur. Kısacası Matrix evrenini anlamak için gerekli tüm bilgilerin tek bir kaynak ya da metinden elde edilmesi mümkün değildir.
Warner Bros.un sahibi olan DC’ye ait Batman Begins ve Superman Returns filmlerinin yayınlanmasından önce çıkarılan çizgi romanlar, izleyicinin film ile deneyimleyecekleri hakkında fikir vererek yayınlanacak filmlerin duyulmasına yardımcı olmuştur. Bu yapılarak pazarlama ve eğlence arasındaki çizgi de bulanıklaştırılmıştır. Bunun filmler için bir pazarlama taktiği olduğu çoğumuzun aklına gelmemiştir.

BBC, neredeyse on yıl boyunca yeni bölümler çekmediği Doctor Who izleyicilerinin ilgisini devamlı kılmak için radyo dramalarını kullanmıştır. Bu dramalar, karakterler, onların motivasyonlarına dair fikir verebilecek ve kurgu dünyasının çeşitli yönlerini ortaya çıkarabilecek şekildedir.

Marvel, Spider Man‘i yaratırken Mary Jane’i devreye sokarak romantik bir kurgu yaratmış ve kadınlar için bir giriş noktası sunmuştur. Küçük okuyucular için de boyama kitapları formatında ilgi çekici yayınlar üretmiştir.

Sosyal medya kullanımının artmasıyla kolektif zekayı ortaya çıkardığı söylenebilir. Lost dizisini ve içinde kaybolduğumuz seriler boyunca dağınık bilgilerden tutarlı bir çerçeve oluşturmaya çalışan avcılar ve toplayıcılar haline gelirler.

Transmedya anlatısı olarak en büyük ses getiren hikaye ise Star Wars oluyor. Hikaye; kitap, film ve çizgi roman gibi farklı mecralar üzerinden sunuluyor ve her mecra aslında bütüne farklı yönden bir katkıda bulunuyor. Buraya Jenkins’in de büyük bir Star Wars fan’ı olduğunu eklememiz gerekiyor. En önemli neden olarak günümüz insanının birden fazla medyayı aynı anda kullanması gösterilebilir. Örneğin; PuhuTV, BluTV, Netflix ya da Hulu üzerinden bir yapım izleyen kişi, aynı zamanda akıllı telefonu ile tweet atıyor ya da izlediği hikayenin oyununu oynuyor. Birçok medyanın aynı anda kullanılması ve dünyanın giderek daha dijital bir yer haline gelmesi nedeniyle de sanal ile gerçek arasında yer alan sınır gittikçe silikleşiyor. Star Wars Boba Fett karakteriyle metni bilgiyi dağıtmakla kalmaz, takipçilere gündelik hayatlarında hikayenin uzantılarını harekete geçirmek için üstlenecekleri roller ve amaçlar verir. Çocukların kostümler ile kendi hikayelerini oluşturmaya teşvik eden aksiyon figürleri bu boyutu oluşturur. Star Wars yapımında küçük bir rol oynayan Boba Fett karakteri tüketicinin ilgisini çektiği için gelecek hikayelerde daha etkin roller almıştır.

Görüldüğü üzere transmedia storytelling pazarlama açısından oldukça geniş olanaklar sunuyor ve biz tüketicileri ağına düşürüyor!

]]>
Tercih Edilen Marka Olmak İçin Ne Yapmalı? 2020/05/01/tercih-edilen-marka-olmak-icin-ne-yapmali/ Fri, 01 May 2020 18:39:05 +0000 ?p=1437 “Bu Yıl Trend Marka Olmak İster misin?”
2019’u geride bıraktık. Bu yıl(da) sektömüzde trend marka olma mevzu bizlerin ilk hususudur. İşinize yarayacağını düşündüğümüz bilgileri, analizleri paylaşacağız. Peki, markalar 2020 de daha güçlü bir marka iletişimi oluşturmak için işe nereden başlamalı?
İşe hedef kitlemiz için ürettiğimiz 2019 içerikler ve bunlardan aldığımız etkileşimlerle yani içerik pazarlama stratejimize bakarak başlamakta fayda var.

Her geçen gün artan rekabet ortamında markalarınızın ve rakiplerinizin en etkili silahı şüphesiz ki tüm stratejilerinizi içinde barındıran içeriklerdir. Müşterimizle içeriklerle iletişim kurarız; etkili ve sürekli içerik paylaşımı ile müşterilerimize yaklaşırız, ilgi alanlarına etkileriz, hayatlarını kolaylaştırır, katma değer sağlarız. İçeriklerimizle zihinlerinde oluşan marka algısına olumlu katkı sağlarız.
Firmalar içerikleriyle kendini ele verirler; konumlanırdırması, kullanıcıların neyi gördükleri, neyi okudukları ve ne düşündükleri hakkında doğrudan bilgi sahibi olurlar. Efsane isim Joe Pulizzi “içerik pazarlaması ne sattığınızla değil, markanızın neyi temsil ettiği ile alakalıdır.” Der. Yani “İçerik pazarlaması, satış yapmaksızın müşteriler ve potansiyel müşterilerle iletişim kurma sanatıdır.””İçerik Pazarlamasında ürün ve servislerinizi müşterinin gözüne sokmak yerine, müşterileri konu hakkında daha bilinçli yapacak bilgiler paylaşmaktır.” Etkili içerik pazarlama stratejisinin arkasındaki konsept, insanların ilgisini çekebilecek hikayeler anlatmakta yatmaktadır.
Hubdpot tarafından hazırlanan bilgiler 2020 de pazarlama stratejinize yön verecektir. Hubspot da ki istatistiklerine baktığımızda ilk gözümüze çarpan “görsel içerik kullanımının öncelikli olduğudur. Ardından raporda video ve blog kullanımının pazarlama faaliyetleri açısından faydası paylaşılmış. Blog yazılarının web trafiğini artırdığı, blog yazılarını pazarlamacıların % 60 tarafından paylaşıldığı, blog yazılarınnda istataiksel verilerin kullanımının güvenirliliği artırdığı, en çok trafik çeken başlıklar 6-13 kelimeden oluştuğunu dikkatimizi çeken bir başka bilgiydi. 2020 yılında tıpkı 2019 da olduğu gibi içerik pazarlaması için video içerikleri önemini koruyacağını görüyoruz. Aynı zamanda podcast kullanımının da artacağını söyleyebiliriz. Buna gift ve infografiklerin kullanımınıda ekleyebiliriz. ( Daha ayrıntılı bilgilere şu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.hubspot.com/marketing-statistics)
Bu bilgiler ışığında yeniden şu soruların cevabını düşünmekte faydalı olacaktır; “favori markanızı düşündüğünüz zaman aklınıza ne geliyor? Bir resim? Kişi? Hikaye? Özellikle tüketiciler internette, sosyal medyada gezinirken dikkatini ne çekiyor? Tüketiciler internette gezinirken ilgisini çekip başka bir sayfaya tıklamaya iten nedir?”
Aklımızda yer edinen, marka pazarlama iletiişimine uyumlu, hedef kitlesi tarafından bir parçası olarak görülen, samimi bir iletişim dil kuran, unutamadığımız dikkat çeken bazı içerik pazarlaması örneklerini paylaşmak işinize yarayacaktır:
Doritos’un “Bahar Atlı Yorumlar” içeriği ilgi çekici; ürünün tasarım ve üretim aşamasında tüketiciyi dahil etme sürecine başarılı ve esprili bir yaklaşım getiren marka, dijital içerik pazarlamasının başarılı bir örneği olarak gösterilebilir. Kullanıcılardan şekil ve lezzet önerileri istenmiş Doritos Akademi’nin hazır cevap hocası Bahar Atlı adlı karakter tek tek kişilerin önerilerini espiri şekilde Facebook’un canlı yayın özelliğinin kullanılmasıyla interaktif bir şekilde yorumlamış. Kullanıcıyı içeriğe dahil etmenin önemi bu kampanyada da kendini göstermiştir. Bu kampanyada ulaştığımız bilgilere göre Doritos Akademi Facebook sayfasının görüntülenme sayısı %1179 artarak 4 milyondan fazla kişi tarafından görüntülenmiştir. Bunun yanında postların aylık görüntülenme sayısı iki kat artmış, videolar kampanya süresince 280 bin kere izlenmiştir.
Pegasus’un “Çok Gezenler Kulübü” bir başka içerik pazarlaması örneklerinden biridir. Seyahat etmeyi seven-bloggerlar iletişim adreslerini siteye bırakıyor ve seçildiklerinde Pegasus’un sponsorluğuyla istedikleri yerlere uçuyorlar. Keşfettikleri yerleri video, fotoğraf ve yazılarla ölümsüzleştirip toplulukla paylaşıyorlar. Kullanıcıların içerik üretmesini platformla desteklemek ve doğal içerik üreticilerine sponsor oluyor.

Diğer örneğimiz “Four Seasons Otelleri ve http://magazine.fourseasons.com/ sitesidir. Siteye baktığımızda “sitenin üst düzey, lüks kullanıcının ilgisini çekmeyi başaran grafikleri ve tasarımı, pratik ipuçları ve otellerin önemli özelliklerini harmanlayan başarılı içerik sentezi, yemek düşkünlerinden macera severlere, spa tutkunlarından iş seyahati gezginlerine kadar birçok farklı müşteri profilinin ilgi alanına seslenen içeriklerin sunumu” konaklama konusunda içerik pazarlamasına başarılı bir örnektir.
İçerik pazarlamasının unutulmaz örneklerinden biri de “Vodafone Arena Stat Abi” çalışmasıdır. Gerçek zamanlı etkileşimli içeriklerle takipçileriyle esprili bir dilde konuşup ve samimi cevaplar vermiştir. 360 derece video içerikleriyle Vodafone Arena, web sayfasında inşaatın gelişimini canlı yayın şeklinde yayınlamış, Stat Abi’nin sosyal ağlarda takipçilerine verdiği cevaplar pankart olarak hazırlanmıştır. Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarının bu denli başarılı bir şekilde kullanılması içerik pazarlamasını uygulayan markalardan biri olmuştur.
Özetin özeti; Robert Rose etkileyici bir sözü var: “Pazarlama dünyaya bir rock star olduğunuzu anlatmaktır. Içerik pazarlaması ise dünyaya ‘tek olduğunuzu’ göstermektir.” içerikler marka iletişimimizin, marka değeri artırmamızın ve müşterilerimizle sürdürülebilir bağlar kurmamızın beynidir.

İyi bir içerik oluşturmanın püf noktaları şunlardır:
İçerik pazarlama stratejimizi hazırlarken potansiyel müşterinizi etkileyecek, onlarla bağ kuracak, etkileşim sağlayacak dikkat gecici, basit ve anlaşılır bir hikaye oluşturun; sade bir hikayeden akılda kalıcı özgün içerikler üretilmelidir. Hedef kitlemize hitap eden samimi bir dil ve görsel olarak akıllarda kalacak sembolünüz olsun, kahramanınız olsun. Hatta mizahı kullanın. Mizah diğer içeriklere göre daha fazla ilgi çekmektedir ve paylaşımlarınızın eğlenceli olmasını sağlayacaktır. Sosyal medya araçlarında (Facebook, Instagram, Youtube, Twitter ve Instagram) gönüllü müşteri birliktelikleri oluşturun. Hedef kitlenizi şaşırtacak zıt kutup çalışmalar üretebilirsiniz. Mutlaka her içeriğinizin bir amacı ve nihai ulaşmak istediği bir sonuç olmalıdır. Animasyon, grafik, gift, infografikler ve video gibi interaktif içerikler oluşturulması markanızı avantajlı hale getirecektir. Tüm reklam mecralarını kullanın: Sosyal medya’nın yanında geleneksel ve açık hava reklamlarınıda işe dahil edin Game of Thrones’un New York Times’taki ejderha ilanı buna mükemmel bir örnektir. Müşteri bilgilerini kayıt altına almak her zaman olduğunda çok daha önemli hale geldiğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Rakiplerinizi takip etmekte önemli noktalardan bir diğeridir. Hedef kitlenizde kişiselleştirilmiş içerik kullanarak müşterinizde nokta atış yaparsanız bir adım daha öne geçersiniz. Artılmış gerçeklik hala keşfedilmeyi bekleyen bir fırsat, önemli bir içerik aracı, dikkate alın derim. Yine gerilla pazarlamayıda işe dahil etmekte fayda var.
Sektörünüz ne olursa olsun bizden söylemesi; değer taşıyan, katma değer sağlayan içerik, kraldır; pazarlamanın geleceğidir.

]]>