GENÇLERİN “YENİ KAHVEHANESİ”

Sosyal medya Ali Saydam’ın  deyimiyle “Neşeli Cahiliye Devri”, Alev Alatlı’ya göre “Genel Ev” ve Hasan Kaçan’ın tabiriyle de  “Twitter, Facebook vakit kaybı”… Elbette bu söylenenlerin gerçeklik payı var; lakin bu fırtınadan kaçış imkansız, doğru analiz edip ona göre bir yaklaşımda bulunulmalıdır, stratejiler geliştirilmelidir. Yoksa “gençler, aileler, şirketler ve toplum” heba olabilir…

Sosyal medya denince aklımıza “facebook, twitter, ınstagram, linkin, msn, youtube vb.” gelmektedir. Peki buralarda neler olmaktadır?

Bu meretler çok fenadır. :)) Bir yapıştı mı, bırakmazlar; kene gibidirler. İnsanların şu an ne yaptıklarını, nerede olduklarını gösterir, uzun zamandır görüşmediğiniz arkadaşlarınızı buldurtur. Resimler, müzikler, güzel sözler, haberler, videolar, kısa filmler, animasyonlar, alıntılar paylaştırır. Oyun oynatır. Yeni insanlarla tanıştırır arkadaşlıklar kurdurur, gezi parkında olduğu örgütlenme görevi görür, Arap Baharını yaptırtır, ünlülerin an itibariyle neler yaptıklarını, önemli bir olayda ilk düşüncelerini takip edebilirsiniz. Firmalar ürün tanıtımı, satışı, indirimleri ve kampanyalar gerçekleştirirler.

Yani takip edilmenin yeni mecrasıdır, istihbarların gönüllü kurbanları olmaktır.  Firmalar, ülkeler, istihbarat birimleri siz farkında olmadan ( sanarsınız sıradan paylaşım yaptım oysa olay farklıdır) 140 kelimeyle sizden kısa öz düşüncelerinizi alır, sizlerin davranışlarını değerlendirir. Sonra bu bilgiler size yol, su, elektrik olarak geri dönür :)) YANİ YOK YOKTUR; tam bir çarşıdır, tam bir pazar yeridir.

Kısacası sosyal medya platformun temeli “iletişim” ve “paylaşım” dır. Ama hikmetse sosyal medya kullanımı artıkça sosyalleşme azalmaktadır. Demek ki bir şeyleri yanlış yapıyoruz. Neyse konumuza geri dönersek ( Aramızda kalsında şimdiden ürkütmeyeyim sosyal medya “biri sizleri gözetliyorun” yeni adıdır :)) )  sosyal medya gençlerin “yeni kahvehanesidir”, başta gençler olmak üzere toplumun algılarının yavaş yavaş yönlendirildi iletişim araçlarıdır, yeni haber kaynaklarıdır. Günümüz iki yüzlülüğünün ( elemanın ismi Murtaza facebook profilindeki adı  Kara Murat. Hatta face (sahte hesap)  hesabı abartıp “Gaye” yazan bile var. Güler misin, ağlar mısın. Başkası olma kendin ol, böyle daha güzelsin yiğidim! ), yalnızlığın, kendini ifade etmenin, özgüvenin, sahte özgüvenin, hava atmanın, kibirin, kendini kanıtlamak istemenin, gönüller kazanmanın  yeni adresidir ve sosyal medyadan kaçmak imkansızdır. Göründüğü üzere tercih sizin, KULLANIMI SİZE KALMIŞ. AKILLI İNSAN FIRSAT BİLİR. NİTELİKLİ PAYLAŞIMLARDA BULUNUR.

NEYMİŞ SOSYAL MEDYA ARAÇLARI VE GÖREVLERİ?

Sosyal medya araçları çeşitli kaynaklarda farklı şekilde sınıflandırılmıştır. Her geçen gün gelişen bu yeni dünyada, açılan her güncel kaynak yeni bir sınıflandırma başlığı  haline  gelmektedir. 

BLOGLAR: İnternette  yazılan  bir  tür  seyir  defteri  de  diyebiliriz. 

–              Kişisel  Bloglar: İnternet üzerinde bireysel olarak oluşturulan, genel veya belli bir odak noktası olan  Blog  türüdür.  Çoğunlukla,  Blog  yazarının  ismini  veya  takma  adını  alırlar. WordPress ve Tumblr gibi ücretsiz kanallardır.

–              Temasal Bloglar: Sadece  belirli  bir  alanda  yazılan  gönderilerin  yer  aldığı,  belirli  bir  konuda  uzman kişilerin yazdığı ve düzenlediği Blog sayfalarıdır. Politika, pazarlama, yemek, internet, ekonomi, tasarım, moda, fotoğraf, programlama dilleri, blogger temaları vb.

–              Topluluk Blogları: Üyelik sistemine sahip olan ve bu üyelerin yazdıkları gönderilerden meydana gelen kapsamlı Blog sayfalarıdır.

–              Kurumsal Bloglar: Şirketlerin, kendileri  ile  ilgili  haber  ve  duyurularını  daha  samimi bir şekilde halka  açtıkları  Bloglar,  dünyada  ve  iş hayatında  giderek  önem  kazanmaktadır. Türkiye’de de  artık  az  sayılamayacak  kadar şirket  Blog  sayfası  üzerinden  hedef kitlesiyle  iletişim  kurmaktadır.

MİKRO BLOGLAR: Blog  uygulamalarına  benzemekle  birlikte  daha  çok  anlık  girdi  yapılmasını sağlayan, uzun metinler yerine kısa cümlelerin aktardığı uygulamalardır. En bilinen türleri  Twitter,  Foursquare  ve  Friendfeed’tir.  Paylaşılan  kısa  metinlere  linkler eklemek vasıtasıyla görsel ve diğer içerik türleri kullanılabilir.

–              Anlık Durum Paylaşımı – Twitter: En  fazla  140  karakterden  oluşan  tweet(cıvıldama)   adı  verilen  İnternet vasıtasıyla  mesajların  gönderildiği  ve  Twitter’e  kayıtlı  kullanıcıların  birbirlerinin mesajlarını  okuyabildiği  ve  takip  edebilme  imkânı  sunduğu,  ücretsiz  bir  mikro-blog hizmetidir. Twitter’i  tanımak için bu sözlükteki  kimi tanımlamalar bilinmelidir.

Tweet (isim): Twitter ile atılan en fazla 140 karakteri içeren mesaj.

Takip  et:  Twitter’dan  bir  kimseyi  takip  ettiğinizde  o  kişiden  Tweet  veya güncellemelerin alımını sağlayan düğme.

Takipçi: Twitter kullanıcısını takip eden bir diğer Twitter kullanıcısı.

Direkt Mesajlar (DM): Sadece gönderen ve alıcı arasında gerçekleşen kişiye özel mesajlardır.

Keşfet:  En  üst  sıralardaki  Tweetlerin,  kimin  takip  edilebileceğinin,  gündemin, arkadaş aramanın ve arama kategorilerinin olduğu etikettir.

Hashtag: “ # ”  Sembolü gündemde en üst sırada  yer alan başlıkları ve anahtar kelimeleri işaretlemek için kullanılır. Bu sembol, Twitter kullanıcıları tarafından ortaya çıkarılmıştır.

FF  (#Follow  Friday):  Twitter  kullanıcılarının  diğer  kullanıcılara  #FF  hashtag’i ile kimi takip etmeleri hakkındaki önermelerdir.

Zaman Akışı: Kullanıcının tüm tweetlerinin ters zaman örgüsüne göre sıralayan akıştır.

Retweet  (isim):  Kullanıcının  bir  Tweet’i,  kullanıcıyı  takip  eden  diğer kullanıcılarla paylaşmasına verilen addır.

Fail Whale: Türk kullanıcılar arasında pek kars¸ılas¸ılmayan bir isim olsa da Twitter’la ilgili haberlerde sık kullanılan bir terim. Twitter çöktügˆü zaman kars¸ınıza kus¸ların tas¸ıdıgˆı bir balina resmi geliyor. I·s¸te bu ünlü balinaya Fail Whale deniyor ve bunu gördügˆünüz zaman bilin ki Twitter’da bir sorun var.

Trending Topics: Twitter’da o sırada en çok konuşulan konuların listesidir. Dilerseniz bunu ülke ve şehir olarak özelleştirebilir veya tüm dünyanın gündemi için Dünya olarak seçebilirsiniz.

SOSYAL AĞLAR:

Myspace: Sanal  ortamda  kullanıcı  denetiminde  iletişim  ve  arkadaşlıklar kurulabilen, kişisel profillerin, blogların, grupların, resimlerin, müzik ve videoların barındırılabileceği bir sosyal  iletişim  web sayfası’dır.

Facebook:  “İnsanlara  paylaşmanın  gücünü  vermek  dünyayı daha açık ve bağlantılı bir yer yapmaktır.” Diye ifade ediliyor. Mutlu Binark  ve  Diğerleri, “Görülüyorum  Öyleyse  Varım!” kitabında   845.000.000 kullanıcıya  erişen  Facebook’un  ortaya çıkışını ve tarihini şöyle özetlemektedirler: “Harvard Üniversitesi öğrencisi Mark Zuckerberg, Andrew McCollum ve  Eduardo  Saver’ın  da  yardımıyla  2004  yılında  “The  Facebook”u kurmuştur. Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra Harvard öğrencilerin yarıdan  fazlası  Facebook’a  üye  olmuştur.  Kullanım  yaygınlığı  gittikçe artan  Facebook,  Boston’daki  MIT,  Boston  Üniversitesi  ve  Boston College  gibi  diğer  üniversitelerden  de  üye  kabul  etmeye  başlamıştır. Siteye  dahil  olan  okulların  gittikçe  artmasıyla,  2004  Aralık  ayında sitenin  kullanıcı  sayısı  1  milyona  ulaşmıştır.  Başlangıçta  “The Facebook”  olan  sitenin  adı  2005  Ağustos’ta  200  bin  Dolar’a Facebook.com  olarak  değiştirilmiştir.  2005’in  sonlarına  doğru  site, İngiltere  ve  Kanada’daki  üniversiteleri  de  üyeliğe  kabul  etmeye başlamıştır.  Aynı  yılın  sonunda,  ABD,  Kanada,  Meksika,  İngiltere, Avusturalya, Yeni Zelanda ve İrlanda’daki 25.000’in üzerinde üniversite sisteme katılmıştır. 2006 yılına gelindiğinde site, bir yandan üniversite ağını  genişletirken  diğer  yandan  kullanıcılarının  lise  arkadaşlarını  da arkadaş  listelerine  ekleyerek  üyeliğe  davet  etmesini  sağladı.  Bu gelişmelerle  birlikte,  enformasyonel  kapitalist  yapıda  Facebook’un tecimsel  değerinde  artma  yaşanmış,  Eylül  2006’da  Facebook,  e-posta adresi  olan  tüm  İnternet  kullanıcılarını  üyeliğe  kabul  etmeye başlamıştır.  Bugün  Facebook  dünyanın  en  yaygın  toplumsal  paylaşım ağı  haline  gelmiş  ve  kullanımı  tüm  dünyada  hızla  yaygınlaşan  site, Google’dan sonaki en değerli firmalardan biri olmuştur. Facebook’un  kullanım  amaçları  olarak  sıraladığı başlıklar,  Facebook  ile  birlikte  neredeyse  tüm  sosyal  paylaşım  ağlarının  kullanım amaçlarını özetlemektedir: Arkadaş Bulmak Amaçlı, Denetim ve Gözetim Amaçlı, Video, Resim, Fotoğraf, Müzik, Fikir Paylaşımı Amaçlı, Oyun Oynamak Amaçlı, Örgütlenme Amaçlı, Siyasal Amaçlı, E-Ticaret Amaçlı, Cinsel Amaçlı, İhbar Amaçlı

LinkedIn: Özellikle iş dünyasına odaklanan bir sosyal ağdır. İş çevresi, iş arkadaşları ve  potansiyel  yeni  iş  bağlantıları  kurma  ve  güncel  bir  özgeçmiş  sergileme  imkanı sunmaktadır.

Google Plus: Google ( internet arama motoru)  tarafından yönetilen sosyal ağ ve kimlik doğrulama hizmetidir

VİKİLER : “What  I  know  is…”  kelimelerinin  baş harflerinden  oluşan Viki yazılımlar  katılımcıların  katkıda  bulunarak  oluşturduğu  bilgi  sayfalarıdır. 

FORUMLAR: Tartışma  konularının  başlatıldığı  ve  sonradan  üzerinde  görüşlerin  bildirildiği  platformdur.

FOTOĞRAF PAYLAŞIMI:  Instagram, Flickr, FotoKritik, Photobucket, DeviantART en çok bilinen kanallardır.

LOKASYON PAYLAŞIMI – FOURSQUARE: Foursquare yazılımıyla bulundukları  mekanları işaretleyebilmekte ve bıraktıkları notlarla belli bir lokasyon hakkında bilgi verebilmektedirler.

VİDEO / HAREKETLİ GÖRSEL PAYLAŞIM KANALLARI: Youtube Vimeo, İzlesene,   ve Dailymotion bu alanda en çok bilinen kanallardır.

İSTİHBARAT KURBANLARI: HEM DE GÖNÜLLÜ!

Sosyal medya kullanıcıları “gönüllü istihbarat kurbanları pardon elçisidir”. :)) Biraz açmak istiyorum.  “Ortaya  çıkış  kaygısı  gözetim  ve denetim  olmamasına  rağmen,  zaman  içinde  başlıca  işlevi  gözetim  ve  denetime  “veri” sağlamak haline gelen sosyal medya, milyonlarca insan için günlük hayatın vazgeçilmez bir öğesi olmakla birlikte; modern bir fişleme yöntemi olarak da karşımıza çıkmaktadır.”

GÖZETİM VE MAHREMİYET KAVRAMLARI İŞTE SOSYAL MEDYA DA CAN ALICI NOKTA BURASIDIR. Bir de şu açıdan bakalım. Bir yerlerde okumuştum aklımda kaldığı kadarını paylaşmak istiyorum:

•             “Sosyal medya, istihbarat için mükemmel bir araçtır. Amerikan Başkanı’na bağlı  “Department of Homeland Security” adlı bir departmanın raporunda sosyal medyanın ne kadar önemli olduğunu CIA’nın 2004’den beri, Facebook veritabanını  istihbarat için kullandığını söylüyor. CIA, istihbarat(bilgi) toplamak için Facebook’u aktif bir şekilde kullanıyor. CIA temsilcisi Christopher Sartinsky; insanların politik görüşlerini, dinlerini,  tüm  arkadaşlarını, kişisel e-posta adreslerini, yüzlerce fotoğrafı, durum güncelmelerini yani her şeyi gizlece izlediklerinden bahsetmiş. Yine Department of Homeland Security raporuna göre Facebook’un meşhur kurucusu ve CEO’su olan Mark Zuckerberg, (babasının hayrına yapmamış bu siteyi ) haberde “CIA’in Facebook Program Yöneticisi” olduğundan bahsedilmiş. Zuckerberg’in geliştirdiği Facebook programı sayesinde, CIA içinde “şu ana kadar en gelişmiş tek güçlü kitle kontrol aracını (facebook) yaratan efsane kişi(the overlord) olarak çağrıldığından bahsediliyor. Facebook’un ayrıca CIA’in istihbarat giderlerinden ciddi anlamda tasarruf etmesini sağlamasından bahsediliyor. Twitter için de diğer CIA yazılımı olarak bahsediliyor” 🙂

•             “ Alman RT kanalında da buna benzer haberler yayınlanmıştı: Facebook ve Twitter gibi yazılımların bilgi kaynağı olarak kullanılması sürdürülebilir bir istihbarat sisteminin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Genellikle haber kaynakları için istihbarat örgütleri, ciddi paralar harcarlar. Facebook ve Twitter gibi sosyal ağ kültürü ile sarmalanan birey ise bu işi kendine görev bilerek gönüllü olarak  yani para talep etmeden yapıyor. Bu da kendi başına müthiş bir modeldir.”

•             Facebook 2014’un ilk 6 ayı içerisinde dünya çapında ülkelerden gelen kullanıcısı bilgisi talepleriyle ilgili açıklamada bulundu. Geçtiğimiz yıllara göre devletlerin özel bilgilerini istediği kullanıcı sayısında yüzde 24’lük bir artış var. Sadece 6 ayda 35 bine yakın kişinin kişisel verisi Facebook’tan alındı. Facebook mahkeme kararı olmadan veri vermediği için, aslında devletlerin talep ettiği sayının çok az bir kısmını oluşturuyor bu rakam.

•             Google’da açtığınız her sayfa bizim kişiliğimizi ele veriyor. Hatta google adınızı yazın neler çıkacak? Dolayısıyla mahremiyet kalmadı, öldü. Kızlarda cinsel ilişki yaşı 9 yaşına kadar düşmüş. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca yapılan “Boşanma Nedenleri” konulu araştırma, çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Bunlardan en dikkat çekeni, çiftlerin boşanma nedenlerinin başında, yüzde 53 ile sosyal medyanın gelmesidir. Hata sosyal medyanın yanlış kullanımı aldatmaları artırmıştır. Prof. Dr. Erol Göka: “Batılı hayat tarzı ülkemize gelip yerleşti. Dolayısıyla Türk aile yapısı bozulmaya başladı”(Haber7) Hatta akşam yemeğini yan odada ki oğlunu, eşini akıllı telefonla mesaj göndererek haber eden bile var.

Demek ki olur olmadık herşeyi paylaşmamalıyız. Nitelikli şeyler paylaşın, mahremiyetinize dokundurmayın. UNUTMAYIN BİRİ SİZİ GÖZETLİYOR! Sakın bana birşey olmaz demeyin ( bir örnek ünlü bir firma iş başvurularında sosyal medyayı kullandığını açıkladı) ucu size birgün mutlaka dokunacaktır.

Göründüğü gibi olumlu yanları olduğu kadar olumsuz yanlarınında olduğu bir mecra sosyal medya…  O zaman “bilmek, anlamak, öğrenmek, geliştirmek veya alternatifini bulmak şart; yani eğitim şart!” :))) Özellikle paylaşımlarımıza dikkat etmek lazım. Özel paylaşımlarda bulunmayalım. ( Nerede ne içtiğinizi, kimlerle beraber olduğunuzu alem bilmesin. Birşeyiniz eksilmez, birşeyde kaybetmezsiniz. İlla birşey paylaşmak istiyorsanız insani değerler için, farkındalık oluşturucak düşündürücü komik paylaşımlarda bulunun.) EN ÖNEMLİSİ YÜZ YÜZE İLETİŞİMDEN ASLA VAZGEÇMEYİN; CANLI SOHBET KÜLTÜRÜMÜZÜ EVDE, İŞTE HER YERDE YAYALIM.

Sosyal medya bıçak gibidir; sapından tutarsanız iş yapar, sapından tutmazsanız bir yerinizi keser. Eeee o zaman sapından tutalım, öğrenelim, anlayalım, uygulayalım dimi :))

İşte böyle… Daha çok şey paylaşacağız çok… Bir nefes arası verelim dimi… Kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Dostlukla,

Yaşam Enerjiniz:  “Sevgi herkese verilir;  tabii hak eden alır!…” (Şems-i Tebrizi)

Yararlanılan Bazı Kaynaklar:

– Brand Age Dergisi 2010 sayı : 66 

– A. Seçkin Canan, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Bir Halkla İlişkiler Aracı Olarak Sosyal Medyanın Kullanımı: Üç Alana Yönelik Bir İnceleme 

– Mutlu  Binark  ve  Diğerleri,  Toplumsal  Paylaşım  Ağı  Facebook:  “Görülüyorum  Öyleyse  Varım!”,  1.Basım, İstanbul, Kalkedeon Yayınları

– Asu Kızılarslan, Sosyal Medyanın Toplum Üzerindeki Etkilerine Eleştirel Bir Yaklaşım Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı Genel Gazetecilik Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi