Sosyal Medya Sinema’da
“Aşkın Duasını” yaptıktan sonra sosyal medya ile ilgili üçüncü yazımızla devam ediyoruz. Bu yazıda ki konumuz Sosyal medya ve filmler.
13 Mart, 2015 – 10:50 – Bu sayfayı paylaşın :
-A+A
Sinema bilgisayar ve internetle içli dışlıdır. Lakin sosyal medya gibi hayatın merkezine oturmuş olan ve yüzyılın belki de en önemli sosyal olayı hakkında bir elin parmakları sayısı kadar bile film çevrilmiş değil. Ama bu yazıda 7 güzel film hakkında bazı bilgiler vereceğim.
Sosyal Medya’yı Doğrudan Konu Alan Filmler
Sosyal medyayı doğrudan konu alan benim bildiğim kadarıyla Amerika yapımlı yalnızca 5 film sayabiliriz. Bunlar 1. Mesajınız Var 2.The Social Network ( Sosyal Ağ) 3. Disonnect (Sanal Hayatlar) 4. Black Mirror (Siyah Ayna) 5. Panik Butonu (Panic Button)
İlk film olarak 1998 yapımlı “Mesajnız Var” filmi gösterime girdiğinde Sosyal medyaya, internetten iletişim kurmaya meraklı bir kişi olarak ilgimi çekmişti. 1940 yılında gösterime giren “Köşedeki Dükkân” isimli filmin yeniden çevrimi olan bu filmden sonra uzun bir ara sosyal medya konulu film çevrilmedi.
Bu filmin konusu ise şöyledir: “Kalabalık New York şehrindeki milyonlarca yalnız insandan biri olan Joe Fox, hayalini kurduğu kitapçıyı açmak üzeredir. Boş vakitlerini bilgisayar başında geçiren Joe, chat kanallarından birinde tanıştığı bir kadınla samimi bir dostluk kurmaya başlar. Kely isimli bu kadın kendine ait kitapçısında çocuk kitapları satan sevimli ve içten bir kadındır. İkili konuştukça birbirlerine dair onlarca ortak nokta fark ederler ve aralarındaki ilişki büyülü bir bağa dönüşmeye başlar. Zamanı gelip buluşmaya ve tanışmaya karar verdiklerinde ise şaşırtıcı bir sürpriz kapıdadır… Sanal dünyada kurulan ilişkiler üzerine yapılmış ilk filmlerden biri olan sevimli yapıtın başrollerinde Meg Ryan ve Tom Hanks ikilisi bulunmakta.”
Facebook Hakkında Bilinmeyenler ve Sosyal Ağ Filmi
“Mesajınız Var” filminden sonra Facebook’un kuruluşunu hikâye haline getiren “The Social Network, (Sosyal Ağ)” Facebook’un kurucularından Mark Zuckerberg’in de bir nevi hayatının bir bölümü olan The Social Network Facebook hakkında bilinmeyen pek çok şeyi gün yüzüne çıkardı. Facebook’un ilk kurulduğu anı, sonrasını ve adım adım yükselişini bu filmde görebiliyorsunuz. Harward Üniversitesinde okuyan kızların fotoğraflarına puan verme işlemi ile başlayan ve ilk olarak Marc Zuckerberg’in MSN listesinde bulunanların üye olduğu Facebook bugün dünyanın en çok ziyaret edilen Google’dan sonra 2. Sitesi. Aslında tam bir başarı hikâyesi anlatılıyor. Filmde pek çok kişiyi hayrete düşüren olay ise Facebook’un kuruluşu için para harcayan Eduardo Saverin’in nasıl Facebook’un dışına itildiği.
Sosyal Medya Bağımlılığı ve Sanal Hayatlar Filmi
Sosyal Medyayı konu alan film olarak da 2012 ABD yapımı Disonnect (Sanal Hayatlar) filmidir. Filmde birbirinden çok farklı hayat yaşayanların ortak bir özelliği işlenmiş; Sosyal Medya bağımlılığı. Okul arkadaşına şaka yaparak, onunla ilgili bir videoyu sanal ortamda yayan ve arkadaşının intiharına neden olan pişman bir çocuk, bu çocuğun bilişim suçları ile ilgili polislikten emekli olan agresif bir babası, sosyal paylaşım sitelerinde sırlarını ifşa ederken dolandırılan bir eş, para karşılığı internette soyunan genç bir adam ve onun hikayesini yazmaya çalışırken başı belaya giren bir gazeteci, vs. Bu film verdiği sosyal mesajla, sosyal medyanın doğru ve bilinçli kullanımı gerektiğine de izleyenleri ikna ediyor. İnsanların yaşam tarzını bile kökten değiştiren sosyal medya olayına eleştirel bir bakış olmuştu Sanal Hayatlar…
Sosyal Medyanın Siyasi ve Geniş Toplumsal Etkileri ve Siyah Ayna Filmi
Aslında 2 sezon ve 5 bölüm olarak izleyebildiğimiz “Black Mirror – Siyah Ayna” filmini yazmadan olmaz. Bu filmin özellikle ilk bölümü sosyal medyanın siyasi ve geniş toplumsal etkilerini ele alma konusunda gerçekten ciddi bir başarıya imza attı. Aslında oldukça iddialı ve radikal bir bakış açısıyla hazırlanmış bir senaryoya sahip. Düşünün bir ülkenin Başbakanına kaçırılan bir kızın serbest bırakılması yönünde, canlı yayında bir domuzla ilişkiye girmesi karşılığında bir şantaj yapılıyor. Ve o başbakan bu şantaja kamuoyunun da baskısıyla boyun eğiyor. Videoyu ilk izlediğinde “bu sır bu odadan dışarı çıkmayacak” diyen Başbakan; sosyal medyadan, youtube’dan haberi yokmuş gibi yapıyor. “Artık çok geç” cevabı alan Başbakan hayatının en kötü gününü yaşıyor. Sosyal medyaya ve internete açıkça küfrederek sosyal medyanın etkisini ve gücünü damarlarında hisseden Başbakanın bu sosyal medya ile imtihanını konu alan film; demokrasinin, özgürlüklerin beşiği İngiltere’de yasaklanma tehdidi ile bile karşı karşıya kalıyor. Birbirinden konu olarak farklı ama aynı yere ışık tutan Black Mirror serisinin 2. Sezon ilk bölümü aşk ile sosyal medyayı bilim kurgu tarzıyla işleyerek bir araya getiriyor.
Sosyal Ağlarda Paylaşılan Gerçek Hikâyeler ve Panik Butonu Filmi
Beşinci film ise “Panik Butonu (Panic Button)” 2011 yapımı olan bu film “sosyal ağlarda paylaşılan gerçek hikâyelere dayanmaktadır” diye başlıyor ve gerekli mesajı ilk saniye veriyor. 4 genç bir yarışmayı kazandıkları bahanesiyle özel bir jete bindirilerek tatile gönderilir. Film baştan sona jetin içinde geçmektedir. Jet havada iken oyun başlar. Onlara sosyal paylaşım sitelerinde yaptıkları paylaşımlara dair ekrandan yazılı ve sesli sorular sorulur. Geçmişte bir takım adli ve ahlaki suçlar işlediklerini kabul etmeyen gençler ortam gerildikçe suçlarını kabul ederler ama bu zamana kadar yaptıkları paylaşımlar onların sonu olur. Ve uçaktan kimse sağ çıkamaz. Gençler kandırılmıştır. Sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılan her şeyin bir yerlerde kayıt altına alındığına dair verdiği mesajla Panik Butonu doğrudan sosyal paylaşım sitelerini konu alan ender filmlerden.
İnternet sitelerini Konu Alan Bazı Filmler ve Diziler
Biz aslında burada sadece sosyal medyayı konu alan filmleri ele aldık. İnternet siteleri ve genel olarak interneti konu alan çok sayıda film çevrildi. Bunlar için Google’u bir film konusu olarak izlemek isteyenler için “Google Me” filmi… Oyun siteleri ile ilgili olarak “Ben X”, gerilimden hoşlananlar için ise “oldur.com” filmlerini doğrudan interneti konu alan filmler arasında sayabiliriz. Bu arada sinema filminden olmayıp da sosyal medyayı öyle ya da böyle konu alan dizi filmleri de sayarsak, blog sitelerinde dedikodu tarzı günlük yazan “Gossip Girl” dizisi ile internetten sevgili bulma ve buluşma hikayelerini ele alan “Dates”dizilerini saymadan geçmeyelim.”
İslam Dünyası’nın İlk Sosyal Medya Filmi
Şimdi sıkı durun ahali size bir sorum var! Sosyal medya kullanıcılarından ilham alarak film yapılan ilk müslüman ülkesi neresidir?
Pakistan… Cıkk… İran… Cıkk… Birleşik Arap Emirliği… Cıkk… Hımmm… Mısır, Suudii Arabistan, Malezya, Katar, Fas, Tunus… Cıkk… O zaman kesin ülkemizdir :)) Bu yazıdan sonra olabilir :)) Ülkemizde değil. Hadi ben söyleyeyim :)) Endonezya… Evet evet yanlış okumadınız Endonezya… Hem de bir tane değil iki tane film yapılmış. Hay maşallah :))
“Endonezya‟daki gerek Twitter gerek Facebook gibi sosyal medyaların kullanımının yaygın olmasından dolayı film üreticileri, sosyal medya kullanıcılardan ilham alarak sinema filmleri üretmektedirler. Biri “Republik Twitter” diğeri “Radio Galau FM” filmleridir.
Republik Twitter” filmi, 16 Şubat 2012 tarihinde gösterime girmiştir. “Republik Twitter” filminin olay dizisinde, bir genç oğlanın bir kız ile sosyal medyada tanıştığını ve kıza aşık olduğunu anlatıyor. Önceden hep sanal dünyada iletişime geçen bu genç oğlan sonunda gerçek dünyada bu aşkını gerçekleştirmek ister. Sosyal medyada tanıştığı kız ile Jakarta‟da bir yerde buluşacağına karar verir. Bu hikaye, sanal dünyada yaygın olan gençlerin birbirleriyle tanışma olaylarından ilham almıştır. Bu tanışmaların bazıları devam edip evliliğe sona erir.
Republik Twitter dışında sosyal medya ile ilgili bir diğer film, “Radio Galau FM” filmidir. “Radio Galau FM” filminin olay dizisinde de aynı şekilde. Bu da gençlik aşklarını anlatan bir filmdir. Baş rolünün biriyle çıkar, sonra ayrılır ve dertli olur. Bu üzüntü, Twitter ve Facebook‟un timeline veya zaman çizelgelerinde kolayca bulunmaktadır. Birçok Twitter ve Facebook kullanıcıları, bu sosyal medyaları, kendi günlük hayatlarında başına gelenlerini, özellikle dertlerini paylaşmak için kullanırlar. İşte sosyal medyada paylaşılan bu dertler, “Radio Galau FM” filminin yapımının ana malzemesidir.”
Nasıl ama…
Müslüman Bir Ülkede Bu filmin Yapılma Nedeni Ne?
“Belki merak nedeniniz vardır. Endonezya’da sosyal medya temalı olan bu filmin yapımının nedeni ne?
Üç neden sayabiliriz. İlki, sosyal medyanın yaygın kullanılmasıdır. Sosyal medyanın sanal dünyada kullanımı yeni bir akımdır. Film, izleyicilerinin bu yeni çıkan akıma karşı ilgiyi güçlendiren ve sağlamlaştıran niteliklerden olmuştur. Böylelikle aslında film yapımcı, yapmış olduğu filmin sosyal medya akımı gibi akım olup birçok kişi tarafından izlenmesini beklemektedir. İkinci neden, Endonezya‟daki sosyal medya kullananlarının büyük şehirlerde bulunan gençler ve yetişkinler olmasıdır. Bunun için bu film, genç ve yetişkin aşk hikayelerini içermektedir. Bu tür filmler piyasada çok da beğenilmiştir. Sosyal medya temalı filmi yapanları, “Ada Apa Dengan Cinta” ve “Jomblo” başlıklı 2000 yılın başlangıcında ortaya çıkan ve piyasada çok beğenilen gençlik filmi gibi önceden çıkmış olan diğer gençlik filmlerin elde ettiği büyük başarıyı elde etmeyi ummaktadır. Üçüncü nedeni ise ticarettir. Başarılı bir film, büyük bir kâr kazandırır. Buna itiraz yoktur. Sonuçta film sanayi de dahil olmak üzere tüm sanayi sektörleri, en azsermaye ile en fazla kazancı elde etmeye gayret eder. Gençlerin peşini bırakamadıkları olan sosyal medya temalı filmlerin yapımının da aynı şekilde, büyük bir kâr kazanmasını beklenmektedir.”
Manyah Bir Proje :))
Sosyal medyanın hayatımıza nasıl girdiğini gösteren sinema boyutu böyle.
Göründüğü üzere sinema önemli bir sektör. Toplumları yönetmek isteyen ÜST AKILLARIN en büyük gücü şu an SİNEMA, TİYATRO, MÜZİK, EDEBİYAT, TEKNOLOJİ, AKILLI TELEFONLAR, MİZAH, ÇİZGİ ROMAN VE SOSYAL MEDYA.
Unutmadan sinema algı yönetiminin önemli araçlarındandır. Sinema ve diziler önemli sosyal bilgiler verirler. Toplumuda yönlendirmek için algı operasyonlarının yapıldığı savaş alanıdır.
Sadede gel derseniz! :)))
1. Şunu özellikle paylaşayım. SOSYAL MEDYA BİRİLERİNE BIRAKILMAYACAK KADAR ÖNEMLİ! Sosyal medyada yerimizi almalıyız. Yeni cephe burası. Ama önce sosyal medyayı tanımak lazım sonra mevzide planlı programlı ve projeler üreterek yerimizi almak lazım.
2. “ÜRETMEK YAŞAMAKTIR”. Özellikle sosyal medya kullanıcıları gençler. Bu arada önemli bir bilgi daha paylaşayım. Son zamanalrda aileler çocuklarını takip etmek için facebooktan profil açtıktan sonra bunu fark eden gençler twitter’a yönelmişlerdir. Haberiniz ola! :)) Konumuza dönersek gençlerin yeni eğitim araçı ne yazık ki sosyal medya. Onun için toplum herkesimini uygun projeler üretilmelidir.
3. Önemli bir tesbit:140 karakterle ne düşündüğünüzü öğrendiler, öğreniyorlar ( twitter bu görevi yapıyor) sonra fotograf paylaşımı ile yüz analiz bankasına yerinizi aldınız (Instagram ın görevi bu), nerelerde kimle takılıyorsunuz, neler yiyorsunuz, neler içiyorsunuz onu da öğrendiler (foursquare , swarm vb. görevi bu) şimdi sırada 30-45 saniyelik kısa videolar popüler olacak ( hatta istediğiniz resminizi hareketlendiren ses olarak ünlü birinin veya filimin bir karesinden kesit sesle yapılan kısa video çılgınlığı başladı) benim tesbitim bu. Bu alanı değerlendirebiliriz.
4. SOMUT PROJEMİZDEN BİR KESİT: Sesimizi şu ana kadar duyan olmadı ama bakarsın olur. Bizim değerlerimizi anlatan kısa animasyon filmler, sosyal medya ile ilgili filmler, bizim değerlemizi anlatan çizgi karakterli kısa filmler, “askıda kahve” vb. hikayelerden uyarlanmış kısa filmler, kısa animasyonlar yapılabilir, kamu spotları daha ilgi çekici halde sunulabilir veya çeşitli maskot karakterlerle ve resimlerde yapılan oynamalarla öncü olunabilir. . Hatta ciddi olarak görülen bilimsel konularda bile 1.5-3 dk. lık animasyonlar yapılabilir. Nasıl olacak diyen varsa elimde örnek çalışmalar mevcuttur. BENİM İŞİM BU! :))
Sosyal medya sinema’da :)) Bu arada ben cephede yerimi aldım. Büyük bir hayalim var… Ya siz?
Harun Emre KARADAĞ
Yaşam Enerjiniz: Bilginin Efendisi Olabilmek İçin Çalışmanın Kölesi Olmalısın. ( Balzac)