NE OLURSAN OL, BANA TRANS MEDYA İLE GEL!
Takip edenler hatırlayacaktır; ilk önce içerik pazarlaması dedik sonra hikayede mola verdik. Şimdiki durağımız üzerinde durulması gereken, marka profesyonellerin işine yarayacağını düşündüğümüz hikayeme hususunda ki konu transmedya hikayeleme anlatımıdır.
TV, radyo, oyunlar, romanlar, sosyal medya mecralarında bir hikayenin anlatılabileceği her bir medyanın bağımsız bir hikaye deneyimi yaşatmasına, marka ile etkileşim halinde olmasının adı transmedya hikayelemesidir.
Markalarınız için transmedya hikaye anlatımı harika bir aspirin olabilir. Transmedya hikayelemesiyle müşterileriniz kendini hikayenin içinde bulabilir, hikayenize sahiplenebilir.
Konu ile ilgili araştırma ve okumalarımızda karşılaştığımız bazı örnekler şunlardır. Dünyadan; Star Wars, Iron Man, Batman, Game of Thrones, Lost, The Hunger Games, Star Trek, Spider Man, Matrix, Heroes, Southland Tales. Türkiye’den ise; Galaxy Note 3-Galaxy Gear, Turkcell-Kardelenler, Coco Star-Yaman Gezgin, Orhan Pamuk Masumiyet Müzesi, Miller-Ritmi Koru, Doritos Akademi, Medcezir-Eylül’ün Log Notları.
Örneklerimizden bazılarını biraz daha ayrıntılandırırsak;
Matrix üç aksiyon filmi, kısa bir animasyon dizisi, iki çizgi roman serisi ve birkaç video oyunu önemli parçaları aktararak bütünü oluşturmuştur. Kısacası Matrix evrenini anlamak için gerekli tüm bilgilerin tek bir kaynak ya da metinden elde edilmesi mümkün değildir.
Warner Bros.un sahibi olan DC’ye ait Batman Begins ve Superman Returns filmlerinin yayınlanmasından önce çıkarılan çizgi romanlar, izleyicinin film ile deneyimleyecekleri hakkında fikir vererek yayınlanacak filmlerin duyulmasına yardımcı olmuştur. Bu yapılarak pazarlama ve eğlence arasındaki çizgi de bulanıklaştırılmıştır. Bunun filmler için bir pazarlama taktiği olduğu çoğumuzun aklına gelmemiştir.
BBC, neredeyse on yıl boyunca yeni bölümler çekmediği Doctor Who izleyicilerinin ilgisini devamlı kılmak için radyo dramalarını kullanmıştır. Bu dramalar, karakterler, onların motivasyonlarına dair fikir verebilecek ve kurgu dünyasının çeşitli yönlerini ortaya çıkarabilecek şekildedir.
Marvel, Spider Man‘i yaratırken Mary Jane’i devreye sokarak romantik bir kurgu yaratmış ve kadınlar için bir giriş noktası sunmuştur. Küçük okuyucular için de boyama kitapları formatında ilgi çekici yayınlar üretmiştir.
Sosyal medya kullanımının artmasıyla kolektif zekayı ortaya çıkardığı söylenebilir. Lost dizisini ve içinde kaybolduğumuz seriler boyunca dağınık bilgilerden tutarlı bir çerçeve oluşturmaya çalışan avcılar ve toplayıcılar haline gelirler.
Transmedya anlatısı olarak en büyük ses getiren hikaye ise Star Wars oluyor. Hikaye; kitap, film ve çizgi roman gibi farklı mecralar üzerinden sunuluyor ve her mecra aslında bütüne farklı yönden bir katkıda bulunuyor. Buraya Jenkins’in de büyük bir Star Wars fan’ı olduğunu eklememiz gerekiyor. En önemli neden olarak günümüz insanının birden fazla medyayı aynı anda kullanması gösterilebilir. Örneğin; PuhuTV, BluTV, Netflix ya da Hulu üzerinden bir yapım izleyen kişi, aynı zamanda akıllı telefonu ile tweet atıyor ya da izlediği hikayenin oyununu oynuyor. Birçok medyanın aynı anda kullanılması ve dünyanın giderek daha dijital bir yer haline gelmesi nedeniyle de sanal ile gerçek arasında yer alan sınır gittikçe silikleşiyor. Star Wars Boba Fett karakteriyle metni bilgiyi dağıtmakla kalmaz, takipçilere gündelik hayatlarında hikayenin uzantılarını harekete geçirmek için üstlenecekleri roller ve amaçlar verir. Çocukların kostümler ile kendi hikayelerini oluşturmaya teşvik eden aksiyon figürleri bu boyutu oluşturur. Star Wars yapımında küçük bir rol oynayan Boba Fett karakteri tüketicinin ilgisini çektiği için gelecek hikayelerde daha etkin roller almıştır.
Görüldüğü üzere transmedia storytelling pazarlama açısından oldukça geniş olanaklar sunuyor ve biz tüketicileri ağına düşürüyor!